Doç. Dr. Ediz YEŞİLKAYA 10-10-2022

Çocuklarda İştahsızlık

Çocuklarda iştahsızlık yaygın görülen bir durumdur. Sağlıklı çocukların yaklaşık %50’sinde ve büyüme gelişme geriliği olan çocukların ise %80’inde iştahsızlık görülebilmektedir. İştahsızlık, her yaştaki çocukta görülebilmekle beraber, özellikle 1-6 yaş arasındaki çocuklarda sık görülmektedir.

Sağlıklı ve mutlu bir çocuğun büyüme ve gelişmesi normal ise iştahsız olması genellikle endişelenecek bir durum değildir. Çocukların belli dönemlerde iştahsız olabileceği unutulmamalıdır.

Çocuklar her gün dengeli beslenmezler; bazı gün çok iyi yerler, bazı gün de adeta bir lokma ile günü geçirirler. Çocuğunuzun büyümesi normal ise, gün içinde koşup oynayacak enerjiyi buluyorsa endişeye gerek yoktur.

Çocuklarda iştahsızlık, çok çeşitli nedenlerden dolayı ortaya çıkabilmekle beraber altında yatan neden ciddi bir hastalık da olabilir. Bu nedenle iştahsızlığın altında yatan nedenler (kansızlık, vitamin eksikliği, mineral eksikliği, sindirim sistemi hastalıkları, kronik hastalıklar vs.) araştırılmalı ve tedavisi planlanmalıdır.

Çocuklarda iştahsızlık, çocuğun büyüme ve gelişimini etkiliyorsa önemlidir. İştahsızlık, boy uzama ve kilo artışında yetersizliğe neden oluyorsa mutlaka tedavi edilmelidir.

İştahsız çocuğa yemek yedirmek gerçekten zordur. Sevgi, sabır ve şefkatle çocuğun iştahını artırmak için aşağıdaki noktalara dikkat edilmesi ve çocuğunuza uygun olanların hayata geçirilmesi çocuğunuzun iştahının artmasında faydalı olabilir.

Çocuklarda iştahsızlık yaygın görülen bir durumdur.

İştahsızlık İçin Yemek Öncesinde Dikkat Edilecek Noktalar

Çocuğunuzun iştahsızlığını azaltmak ya da önlemek için yemek öncesinde şu noktalara dikkat edebilirsiniz;

  • Endişe, üzüntü ve kıskançlık duyguları iştah azalmasına sebep olabilir. Bu nedenle olabildiğince huzurlu bir ev ve yemek yeme ortamı sağlanmalıdır.
  • Düzenli uyku alışkanlığı, çocukların iştahı arttırır. Uyku düzenini sağlamak ve yemek öncesinde çocuğun uykusuz olmamasına özen gösterilmesi önemlidir. Uykudan ve aktiviteden hemen önce veya hemen sonra yemek yedirilmemeye çalışılmamalıdır.
  • Çocuğun yemek öncesinde temiz havada oynaması, iştahını artırabilir.
  • Yemek malzemelerinin alışverişine çocuk da katılmalı ve görüşü alınmalıdır. Bu çocuğun iştahının artmasında etkilidir.
  • Yemek öncesinde (özellikle 1 saat öncesinde) su, süt, meyve suyu gibi sıvıların tüketilmesine izin verilmemelidir.
  • Meyve suyu, çocukların ihtiyaç duyduğundan fazla kalori ve şeker içerir ve iştah keser (çünkü 1 su bardağı meyve suyu içinde 6 çay kaşığı şeker vardır). Çocuğa meyve suyu verilecekse yemek esnasında verilmeli ve yarım su bardağını geçmemelidir.​

İştahsızlık İçin  Yemek Hazırlarken Dikkat Edilecek Noktalar

Çocuğunuzun iştahsızlığını azaltmak ya da önlemek için yemeği hazırlarken şu noktalara dikkat edebilirsiniz;

  • Hangi yemeğin yapılacağı konusunda, çocuğun (olabildiğince) fikri alınmalıdır. Çocuğun yaşına uygun besinler ile hazırlanmalı ve sevdiği yemeklere öncelik verilmelidir.
  • Yemeğin yapım aşamasına çocuğun (olabildiğince) katılımı sağlanmalıdır. Çocuğun iştahının artmasında çok faydalı bir uygulamadır.
  • Limon suyu, tarçın ve sirke gibi besinler iştahı artırdığı için yemeklerin içine eklenebilir.
  • Yemeklere sebze ve yeşillikler ile renk katmak, çocuğun ilgisini çekebilir.
  • Yiyeceklerin şeklini veya sunumunu değiştirmek, çocuğunuzun isteğini arttıracaktır.
  • Yemeklere komik isimler verilmesi ve yemek hakkında hikâyeler üretilmesi faydalı olabilir. Bu hikâyeler; sağlıklı besinleri yiyip büyüyen, güçlenen ve kötüleri yenen karakterleri içeren hikâyelerden oluşabilir.
  • Sofranın hazırlanmasına çocuğun katılımı sağlanmalıdır.

Çocuklarda iştahsızlık, çocuğun büyüme ve gelişimini etkiliyorsa önemlidir.

İştahsızlık İçin Yemek Esnasında Dikkat Edilecek Noktalar

 Çocuğunuzun iştahsızlığını azaltmak ya da önlemek için yemeği hazırlarken şu noktalara dikkat edebilirsiniz;

  • Yemek yeme alışkanlığının kazanılmasında diğer aile bireylerinin tutumu çok önemlidir ve çocuğa örnek olunmalıdır. Sözlerle değil davranışlarla çocuğa yol gösterici olmakta fayda vardır. Farkında olunmasa da çocuk, ebeveynlerin yemekteki tutumlarını gözlemlemektedir.
  • Yemek saatlerinin düzenli olması oldukça önemlidir. Yemek saatleri, çocuğun acıkma saatine göre ayarlanmalıdır.
  • Çocuk için kullanılan tabak, çatal, kaşık gibi malzemeler ergonomik olarak çocuğun gelişimine uygun olmalıdır.
  • Çocuk “Aç değilim” dediğinde ciddiye alınmalı ve yemeğe zorlanmamalıdır. Ama ana öğünde yemeğini yemeyen çocuğa, diğer ana öğüne kadar yiyecek verilmemelidir. Çocuğun açlık hissetmesi ve sonraki ana öğünde yeterli yemesi için arada hiçbir şey (su hariç) verilmemelidir.
  • Çocukların ana öğünleri tüketmesi önemlidir. Bu nedenle ana öğünü yemediğinde, ara öğünler verilmemelidir.
  • Çocuk abur cubur yerse mutlaka iştahı kesilecektir. Gerekli olduğunda aralarda sadece yoğurt, meyve, peynir ve kraker az miktarda verilebilir.
  • Yemek esnasında çocuğun dikkatini dağıtmayacak ortamı (televizyon, tablet, cep telefonu, oyuncak vs gibi etkenlerin olmadığı) hazırlamak önemlidir. Çünkü dikkati dağılan çocuk ne yediğinin farkına varmaz, az veya çok yiyebilir. Küçük çocukların masaya oturmasını kolaylaştırmak için oyuncak verilebilir ancak yemeye başlayınca oyuncağı kaldırmak önemlidir.
  • Sofrada mümkünse tüm ailenin birlikte oturması çocuk için teşvik edici olacaktır. Herkes yemeğini bitirinceye kadar çocuğun masada kalması sağlanmalıdır.
  • Çocuk masaya oturunca, olabildiğince erken (5-10 dk içinde) yemeğe başlanmalı ve yemek süresi 30 dakikayı geçmemelidir.
  • Yemek porsiyonları, çocuğun yaşına uygun olmalıdır, büyük porsiyonlar iştahı azaltabilir. Çocuk ne kadar yiyeceğine kendi karar vermelidir. Eğer isterse çocuğa daha fazla yemek verilebilir. Zorlayarak büyük porsiyon yedirilmeye çalışılmamalıdır.
  • Yemeği çocuğun kendisinin yemesi teşvik edilmelidir.
  • Çocuğun yemek istemediği besinlerin (örneğin sebzelerin) sağlık için çok faydalı olduğuna ait değişik hikâyeler üretip hikâye kahramanlarının bu besinler sayesinde başarıya ulaştığı vurgulanabilir.
  • Çocuğunuzun yeni gıda deneme korkusu varsa düzenli olarak yeni gıdalar ile tanıştırın. Yeni gıdaları en az 10-15 kez, zorlamadan, yedirmeyi denenmelidir. Yeni gıdaları, sevdiği gıdalar ile birlikte sunulmalıdır. Sevdiği yemekle beraber sunulan yeni gıdayı, çocuğun yeme olasılığı daha yüksektir. Diğer taraftan sevdiği gıdaların sunumlarını zaman içinde değiştirmek, sıkılmadan zevkle yemesi için faydalı olur.
  • Yediği veya yemediği gıdalar için ödül veya ceza yöntemi kullanmak önerilmemektedir. Çünkü yemek, asla bir performans olarak değerlendirilmemelidir. Çocuğun kaşıkla beslenmesine olanak verilmeli ve bu şekilde kazanımları sözel olarak ödüllendirilmelidir.
  • Ağzında biriktirme, öğürme veya tükürme gibi belirtiler varsa yemeğe son verilmelidir.
  • Çocukların beslenme araçlarını ve besini yere atması önlenmeli, büyük çocukların yemekle oynamasına müsaade edilmemelidir.
  • Özellikle okul öncesi dönem çocukları, besin seçicidir. Her besini iştahla yemek istemeyebilirler. Aile çocuğun sevmediği yemekleri sofraya koyarak, çocuğa yemesi için ısrar etmeden, kendisi yemeye devam ettiği sürece çocuk bu besinleri görüp, öğrenecektir. Böylelikle ilerleyen zamanlarda çocuğun bu besinleri tüketmesi kolaylaşacaktır.
  • Yemek saatini yemek yeme saati dışında aile bağlarını güçlendirme saati olarak görmek önemlidir. Yemek masasında sohbet edilen huzurlu bir yeme ortamı sağlanmalıdır. Çocuklar yemek esnasında ne kadar baskı hissederse o kadar yemekten az keyif alıp az yiyecekleri unutulmamalıdır.
  • Yemek esnasında çocuğa karşı sabırlı ve güler yüzlü olunmalıdır. Yemek sırasında çocukla asla çatışmaya girilmemeli ve ısrarcı davranılmamalıdır.
  • Anne-babanın (bakım verenin) fazla endişeli, kaygılı olması çocuğun iştahını etkileyebilir. Yemek yerken tüm gözler sizin üzerinizde olsa ne kadar rahat yemeğinizi yiyebilirdiniz bir düşünün? Yemek yerken sürekli çocuğunuzu izlemek, “az yedi yine” gibi eleştirilerde bulunmak, kaygınızı belli etmek yerine mümkün olduğunca sakin kalmaya çalışmanız önemlidir.
  • Çocuklar grup içinde, kreşte evden daha farklı tutum sergileyebilirler. Evde hiç yemediği bir yemeği kreşte, okulda iştahla tüketebilir. Bu durumun tespiti ve okul/kreşte bulunan öğretmeni ile durumun değerlendirilmesi gerekmektedir. Böyle bir işbirliği çocuğun yemek ile ilgili olan davranışlarının gelişimi için önemlidir.
  • Huzursuz ve hasta olduğu dönemlerde çocuk yemek konusunda zorlanmamalıdır, aksi halde çocuk yemeklerden soğuyacaktır.

Çocuklarda iştahsızlık çok sık karşılaşılan bir durumdur. Çocukların “aç günleri” ve “dolu günleri” vardır. Yani çocuk bir gün masada herkesten daha fazla yer ama başka bir gün akşam yemeğinde pek yemediği olacaktır. Hatta çocukluklar bazen haftalarca sürekli iştahsız olurlar. Bu durum normaldir ve sabırlı olunmalıdır. Öncelikle anne-babaların bunu bilerek davranması çok önemlidir. Ancak unutulmaması gereken önemli noktalardan biri, iştahsızlığın fizyolojik ve psikolojik sorunlardan kaynaklanabileceğidir.

İştahsız çocukların sağlıklı olduklarına dair doktor kontrolleri mutlaka yapılmalı ve düzenli takibi mutlaka yapılmalıdır. Herhangi bir sağlık problemi saptanmayan ve ciddi iştahsızlığı olan çocuklarda psikolojik yardım da çok faydalı olabilmektedir.

Ankara Çocuk Endokrinoloji Uzmanı olarak size ve çocuklarınıza yardımcı olmaktan mutluluk duyarız.

Hotline
0850 474 28 05